Zorundayız…
Zorundayız… Bir iz bırakmak gerek, Yürürken toprakta, Bir iz bırakmak gerek, Soluduğumuz havada, Yani iz bırakmak zorunda, Evet zorundayız bu dünya’da, M. Aydemir
Zorundayız… Bir iz bırakmak gerek, Yürürken toprakta, Bir iz bırakmak gerek, Soluduğumuz havada, Yani iz bırakmak zorunda, Evet zorundayız bu dünya’da, M. Aydemir
Haykırış.. Bir ışık sızar gözlerine, Yoğunluğundan kamaşır , Zaman zaman gider ve durursun, Olduğun yolun sonuna doğru, Hiç düşünmeden, Gözlerini dikmiş bakarsın ışığa, Parlaklık bir söner, bir ışıldar, Sorular sorarsın hiç farkına varmadan, Düşünür insan sarrafı olursun, Ama bir şey var ki, O ışık… Evet o ışık sönmez bir ömür boyu. Destanlar yazılır, Hikayeler okunur,
Bitmeyen yolculuk… Gençlik dönemiydi Yıllar önce ekmiştim o sevdayı Uzun yıllar sonra özlemle döndüm oraya Yoktu… Orda değildi Benim ekmiş olduğum sevdayla Hem de iz bile bırakmadan O inanılmaz güzel anılarla gitmişti Şimdi bulmak için dolaşıyorum İçimde çarpan bir his Ayaklarımda büyük bir gayret Yürürüm… Belki de bir gün rastlarım diye… M. Aydemir
Bitmeyen yolculuk… Read More »
Sen… Bir çift göz, Dağları delercesine, Bulunduğu yeri aydınlatırcasına, Bakıyor oradan, Belki de hiç farkına varılmamış, Tarihe meydan okurmuşçasına, Tarihi anıt gibi, Evet anıt gibi, Bakıyor oradan, Bazen kaybolup… Bir mıknatıs gibi, Bazen çeker, Bazense yakar yıkar etrafı, Ama bir şeyi anlatıyor ki, İşte… Sanki her şeyin, Başlangıcı ve sonu, Öyle bakıyor oradan…! M. Aydemir
Olan şey… Bir bugün var, bir de yarın, Bir de hiç olmamak var. Zamanı geldiğinde… Film şeridi gibi sıralanır hayat, İki dakikada… Anlamsız diye söylediklerin, Denizin dalgaları gibi vurur, Büyük bir öfke ile kıyıya. Dostlarsa kendi derdinde, Bir çaba içerişinde, Bulduk dedikleri mutluluk uğrunda. Bize ise saygı duymak, Bir demet gül vermek düşer. Kalmak yine
Pusulam… Korkuyorum. Evet hem de çok, Belki anlamsız ama, Korkuyorum. Belki dünyayı dolaşamamaktan, Belki de içime sığmayan, Acının isyanının büyümesinden. Ölümün bir gün geleceğinden emin, İnsanların beni bir gün unutacağından, Çözümlerin uygarca çözülebileceğinden emin, Düşünür ve yaşarım. Yine de korkuyorum… Gölgemin önüne geçen, Cevabı bulamamaktan, Yönünü bir an kaybetmekten, Belki de senin olmayışından, Bilmiyorum pusulam.
Öz Yaşamak için kalp önemli, Ama suni ama gerçek, Bazıları suni kullanır, Bazıları yüreği ile beraber, Kaybetmek; kazanmak kadar önemli, Ama insanlığını kaybetmeden…. M. Aydemir
Gölge olmak var.. Bazı anları anmak için, Hatta çiçeğin soluduğu, o nefesi hissetmek için, Kazanıp kaybettiklerimizi anlamak için, Var olmak için verilen; Harcanan zaman uğruna… Martı olup uçmak sonsuza, Dev gibi emin adımla, Sürünen solucanın acısıyla, var olmak… Her canlı ve cansızın, Var olmuş her şeyin ardından, Gitmek ve yanında olmak gibi, Gölge
Özgürlüğüm… Güle oynaya koşmak, Hiç düşünmeden, aldırmadan, İnsanlara, çevreye, Baskılara, onaylara, Koşmak bir sonraki güne, Zamanın birimlerini, Hissederek yaşamak, Akan saniyeleri, dakikaları, Hatta giden saatlere aldırmadan, Gülerek oynamak; yaşamak işte… M. Aydemir
Bir almamı var, ama… Bir anlamı olmalı, Gözümden gelen iki damla yaşın. Özlemle büyüyen hasretinle, Yüreğimde o ağaç kök saldı. Birlikte bekledik güneşi, Tenha sokaklarda yürüdük İçimdeki fidan serpilirken sessizce, Yağmur taneleri eşlik etti gözlerime. Ben coştum bir an, O bilmeden eğdi dallarını. Ben uzaklaştım bir an, O dalları ile el salladı. Ben hıçkırıklarla ağlarken,
Bir almamı var, ama… Read More »
Çıkmaz… Sanır mısın tadı var çayın, Boğazından geçer mi tost, İçebilir miyim ki bugün cola. Kanımda soğudu çay, Dudaklarım istemez tost, Zevk vermiyor cola bile. Gözümde bir yorgunluk, Damarlarımda adeta cinler, Uyku tutmaz… Odamda periler, Kulağımda ise dalgaların sesi, Bir çakıl gibi kıyıda, Sürüklenmek derin duygulara. M. Aydemir. 30.09.92 saat:23:09
Adını sen koy… Evde daha zevkli oturmak, Çay bahçesinde o essiz tadı ile çay. Görmek için geleceği, İçmek kahve… Aklındaki karabulutları, Kovmak için yürümek… Bir yandan el ele dolaşan sevgililer, Bir yanda kara kara düşünen insanlar, Otelin lobilerinde barış şarkıları, Taa uzaklarda top sesi ile dağılan yuvalar. Ya neylesin dağın eteğindeki, Yabani elma ağacı… Yada
Hayat felsefesi… Bir hayat isteniliyor, Yaşamın daha güzel olması için, Bir sevgi aranıyor, Belki eşi yaşanılmamışçasına, Sürekli hayaller kuruluyor, Çıkmaz yol misali, Yaşamlarında devrimler yaşıyorlar, Karşı koyuyorlar, dayanıyorlar, İnsanlar doğru eşleri arıyorlar, Bulamayacaklarını bildikleri halde. Kazanmak ve başarmak için, Can uğruna savaşıyorlar, Sonsuz bir bilmece gibi… M. Aydemir
Söyle Canan… Bir sana can, Bir sana canan, Bir gün gelir de, Dokunurlar diye, Sakındım göz yaşlarımdan. Bir seni can, Bir seni canan, Bir gün gelir de, Koparırlar diye dalından, Gömdüm yüreğime; resmini çizdim gözlerime. Bir senin için can, Bir senin için canan, Dua ettim yüce tanrıya, Duysun diye feryadımızı….. M. Aydemir 10.06.92 s:04:35
Delice… Her sabah doğan güneş, Yeni bir umut yaşama, Bir bebeğin sıkıca tuttuğu el gibi, Yeniden sarılmak gerek, Uzaklara hasretini duyduğun, İçinde yaşattığın şeyi, Yaşatmak yerine, yaşamak gerek, Yıldızlara ulaşmak yerine, Onları hissetmek gerek, Ne söylenir ki; hep umutla, Sonsuza uzanmak gerek…! M. Aydemir
Sana… Bir gece daha sensiz, Yabancı ellerde raks ederken. İçerken aşk şarabından, hasretinin… Özlemin ve sevginden uzak, Kah orda… Kah burada, Dolaşırım avare… Avare, Yalan sevgilerle dolu dört yanım, Uyku tutmaz sigara tütmez, Ne kadar dayanır kalbim bilinmez, Sen beni hissetmediysen. Sürüklenip rüzgarla, Dalıvermek düşüncelere, Sevdim diyemem… Aşık oluyor muyum bilemem, Şiirler sözler de yazsam
Mehmet Aydemir Bir yaz günü, Diğer günlerden farklı, Otururken balkonda, Elimde sigaram, içerken çay, Düşündürür bir an, Nerde çalındığını bilmediğim melodi, Sarar kalbimi hüzün, acımasızca… Sanki o melodi fısıldanmış, Kulağıma doğduğum gün, Aşklarımı yazdım, Sevgilerimi ölçtüm, Bir ömür harcadım… Ama o şiirimi tamamlayamadım. Tekrar tekrar çal, Kulağımda dalgalansın ki, Aydınlansın tüm dünyam… M. Aydemir
Sen durma… Haydi koş, Hiç ardına bakmadan koş, Üç beş satıra sığmadı, Şiirler şarkılar anlatamadı, Çaresini dervişler bulamadı, Aşıklar ulaşamadı o gizeme, Kimler uğraş vermedi, Didinmedi… Nice gecelerde sigaralar yandı , Dumanları birleşti semada, Attı kalpler… Sığmadı bedenine, Martılar gibi hür yaşadı maviyi, Uçtu limandan limanlara… Balıklar gibi kaçtılar ağlardan, Yüzdüler açık denizlere. Devlerin izlerini
Kalemim ağlıyor… Bir yıldız parlıyor semada, Öylesine heybetli, Öylesine sessiz ve durgun, En saf haliyle ay’ı aydınlatır. O… Kayboldu bir an semadan, Gözün göremeyeceği yere, Bir şimşek misali, Kaydı kaydı ufukta. Bu akşam nerde parlar, İzleyeni var mı Onunla geceleri konuşan, Hatta içinde takip eden, Bir can dostu var mı Sabahları doğan güneş, Sessiz fakat
Laylaylom Aranan zaman göz uçundan kayıp gitmekte, Aşklar uluyup kudurmakta, Bir yerde ekmek kavgası sürüp gitmekte, Hani giderler, aranır olmakta, Gündüz geceye teslim olmakta, Aşklar sahibinin izini sürmekte, Kızanlar oturmuş aş beklemekte, Gözler kapıda, beklenen gelmez Aşk acısı silinmez, Boş tencere taşları kaynatmaz, Kaybedilen zaman… Yeni şarkısını söyler şu sıralarda; Baharda geldi geçti zaman, Aşklar
Korkma… Ürkütmesin seni, Rüzgarın sesi, Uçsuz bucaksız okyanus, Gönlünde ihaneti yaşatan serseri; Kalbine taht kurması Afrodit’in, Sanma ki en güzeli, Ölümden kaçma, Yaşa doyasıya her şeyi, Anla, dinle, duy ve hisset, Gördüğünü, duyduğunu ve algıladığını, Süs kalbinde, Al sana uygun olanı, Yaprak dökümünü yaşa, Bir balık ol, çık suyun içinden, Bir bulut ol,
Bilinmez.. Geçen günde… Bir tutam gül kopardım, Sevda tarlalarından, Düşmesin diye sıkıca tuttum, Kalbimde hissettim dikenlerin, acısını… Bana anlamak , inanmak zor geliyor, Onu yumsak elimden bırakmak, Tekrar tekrar o tarlaya dönmek, Ve yeni güller toplamak… Üstümden uçak geçi yor, İçindeki insanların yükünü taşırken, Dalgalar halindeki bulutların içine, Dalıp gitti bir an, nereye
Sen sen olmadıkça… Uzaklaşıyorum bir limandan daha Bir rota çizmemecesine Eşlik ediyor yine martılar bir süre Sonra yine dalıyorum… Sürüklenmek korkusu olmadan, Bir gayret daha diyorum… Dalgalar yükseldikçe, Bermudada kalmış misali Yok olup,inanılmazlara imza atıyorum. Fırtınalar,kasırgalar kopuyor… Bir gün ise …durgun deniz, Ne yapmalı bilemiyorum… Yine bir macera mı;…görünen kara parçası, Yoksa Afrodit mi bekliyor,bilinmez.
Sen sen olmadıkça… Read More »
Neyi öğrenemedik… Çiçeklerin nasıl büyütülmesini mi; Deniz dalgalarının kıyıyı nasıl okşadığını mı; Nefes almanın yaşamın parçası olduğunu mu; Paylaşımın verdiği hazı, Sevdin mi çakır keyif oluşu, Dinlemenin yücelik ifadesi, Öfkenin küpe zarar verdiğini, Düşünceye saygının insanları büyüttüğünü; Yaşarken bir kolumuz Asya’da, Bir kolumuz Avrupa’da, Zoru başardık da, Koltuğumuzu bırakamadık, Çocuklar gibi
Kaybetmeden sev… Kim sevdi incir ağacını, Meyvesini koparırken dalından. Gölgesinde korunurken, Güneşin sıcaklarından, Bunalıp trafik gürültüsünden, Sükutu kırlardaki ağaçlarda arayan, Sevdalarını, aşklarını yazdın gölgesinde; Gönlünü açmışken doğaya, Acılarını, hüznünü paylaştın, Oradan seyrederdin semayı, Bir başka olurdun, Sınavı yaşadın okşardın gönlünü; Dağların heybeti bir başka görünürdü oradan; Bulutlar bir başka geçerdi gözlerinin