Masa Akademi

Şiirler (Mehmet Aydemir)

Sonu Tüketmek…

Sonu Tüketmek… Koca bir mana deviniyor Öyle ki varlığın beş duyu ile algıladığı… Algıladığı diyorum çünkü, Zaman katmanların iç içe bir mecazi boşlukta; Gözlemcinin gözetiminde eşsizce, ürer Sonra vücut bulur, sonlu alemde Tek bir noktada devinir… Ölüm, zamanın farklı evrelerindeki frekansıdır Ölüm varlığın kendini… Ruhlar alemindeki aynadaki kırılmasıdır Her seferinde yeniden bulmaya çalıştığı… Ebediyet size […]

Sonu Tüketmek… Read More »

Ruhumun Gizemli Mektupları…

Ruhumun Gizemli Mektupları… Anlar vardır, korkar ve yürek çıkacak olur yerinden An gelir, bir adım geri atarsın nedenini bilmeden An gelir, bilmediğin bir cesaret dürter seni, ileri Hepsi bilmediğin bir yerden gelen “adsız” mektuplar… Mektup demişken; Hala kimden geldiği bir muamma Hani tahmin yürütmek istesen, korku sarar ve ürperdi duyarsın Öyle ya… senden hep bir

Ruhumun Gizemli Mektupları… Read More »

Yalnızlığın Gölgesinde Silik Ruhlar…

Yalnızlığın Gölgesinde Silik Ruhlar… Yıl 2025 olmuş, Çağ iletişim çağı, Sanırsın networkün zirve yapmış, Sanırsın lord olmuş, Meydan okur olmuşsun yel değirmenlerine… Koca manalar, Sığ sularda dalgaya meydan okur. Dalgalar ise sessiz ve mağrur, Vardıkları her kıyıdan alırlar istediklerini. Üstüne üstelik fazlalıklarını, sunarlar kıyıya… Bazen basittir diye bilinenler var, Oysa kelebek etkisi yansımaları… Öyle ya;

Yalnızlığın Gölgesinde Silik Ruhlar… Read More »

Artık Bakışlarım Sürgün…

Artık Bakışlarım Sürgün… Acıyor, acıyor ve acıyor Bana ait olmayan bakışlar… Düne kadar benimdiler, İlk gördüğüm annem, İlk gördüğüm sevgi ve şefkatler, Yer, gök ve kırların rengi, hepsi benimdi…  Acıyor, acıyor ve acıyor Bana ait olmayan bakışlar… Şimdilerde bir koşuşturmaca, Bir telaş, bir yere yetişme acelesi Bir suni haller, bir suni sebep sonuç ilişkisi Gördüklerim…

Artık Bakışlarım Sürgün… Read More »

Gerçeklik Sanal’ın Gölgesinden Öte, Bir Şey Değil…

Gerçeklik Sanal’ın Gölgesinden Öte, Bir Şey Değil… Her kişi farklı anlamlar yükler, neye mi? Gördüğüne… Duyduğuna… Dokunduğuna… Tattığına… Hissettiğine… Gerçeklik kime göre? Neye göre? Aslında bütünün bir bilinci vardır, “Panşişizm” Her şey muhteşem bir oyun içinde deviniyor Zıttıkların gölgesinde bir koşuşturmaca; Ha bir de “EGOMUZ” var, En alasından her duyguyu asimile eden… Ve seslenir en

Gerçeklik Sanal’ın Gölgesinden Öte, Bir Şey Değil… Read More »

Hiç Olmadığımız Kadar Çığlağız…

Hiç Olmadığımız Kadar Çığlağız… Yaşam denen merfum kendi deviniminde akıyor, Canlı ve çıplak Dünya katman katman giyiniyor,                                Kültür ve tarihi koynuna alarak İnsanlar  desen, başka bir fikirde,                                Ne hissettikleri ne de eylemlerinin rengi var… Çıplağız hemde hiç olmadığımız kadar,                                Canlı ve kanlı İnsanlık giyinmeyi adem ile havanın, Çınar yapraklarından gördük Zamanla devriştirdik

Hiç Olmadığımız Kadar Çığlağız… Read More »

Kuzeyin Oğlu…

Kuzeyin Oğlu… Volkanlar için için kaynar,  üstünden yükü atarak haykırırlar Oluşun en güzel hali yansır yüreğine aç parantez, Latife sözler lal olmuş, sevdiğinin özleminde söner  kapa parantez Kalk gidelim kadınım, yeterki sen gül, Ağlamam yavan kalır, senin hüzünlü bakışıının esaretinde Nur güzlüm hoş geldin… Kadınım dün gece rüyama girdin, Onlar seni anlamaz diyordun, ta uzaklardan

Kuzeyin Oğlu… Read More »

Beklemek…

Beklemek… Zifiri karanlıkta beklemek zor değil gülüm, Zor olan ışığın gözü dağlaması… Hani bilirsin birazdan ne olacak, fakat yinede Zaman susacak zalim konuşacak ve SEN… Beklemek acıda olsa, güzelde olsa zordur gülüm, Beklemek senden alır… Hani bilirsin birazdan güneş doğacak, gün ağıracak Umuduyla gelecek diye umut edersinde, sadece edersin… Beklemek gelecektir derler gülüm, Oysa bilmezlerki

Beklemek… Read More »

Boynunda Şal, Yüreğinde Türkü…

BOYNUNDA ŞAL, YÜREĞİNDE TÜRKÜ… Emek istermiş sevmek; hemi de karşılıksız Devrim derler adına, eğer yolun halktan yanaysa İyilik iyidir, gözün başkasının rızkında değilse Puştta meydan okuruz, konu hak, hukuk ve adaletsizce ise dünya… Alınmayın er sözüne, sözü doğrudan yanaysa Kirletmeyin dünyayı faniysen, unutma doğurduklarında düşecek  bu topraklara Binlerce söz söyler ozan, kimin umrunda Aldanıp düşme

Boynunda Şal, Yüreğinde Türkü… Read More »

Tohumdur Hikaye…

Tohumdur Hikaye… Yaşam koca bir mana denizi, Entresan olan şey, birberce karakter var sahnede yer alan. Onu bu denli yüce kılan ise, Senarist’in zihninde yarattıgı, doğum için hazırladığıdır. Önce bir türü seçilecek! Sonra koca manalı, soracaklar teması ne? Karşıt olan tema ne? Yetinmeyecekler senden bir logline isteyecekler… Yaşam koca bir mana denizi, Şimdi o senaryoya,

Tohumdur Hikaye… Read More »

Sevgiliye…

Sevgiliye… Sessizlik, sessizlik ve yine sessizlik, Hayat sustu, sözlerden yoksun beklemekte… Notalar şimdi küskün, Bir yanım bertaraf olmuş, teslimiyeti beklemekte… Oysa AN, Olmuş ve olacakları var eden güç, İster içeriden dışarı, ister dışarıda bulduğunu sandığın, Hepsi tek bir noktadan üreyen, ordada güçlenen… Ey içimdeki sevgili! Ey herşeye meydan okuyan asi, Ey beni, bir an yalnız

Sevgiliye… Read More »

Erdemli…

Erdemli… Kendinden öte, iki kişilik düşünmek Önce ihtiyaçlarını düşüneceksin Sonra özünü terbiye edeceksin… İnsan varoluşa koca anlamlar, manalar yükler Bir araya gelirler güç elde ederler, sonra mı? Geçerler insanlara ahkam keserler… Oysa basittir her şey, şu an kadar Asimile etmek için içine doğduğun dünya Beş duyunla algılayıp farkına varıp tükettiğin… Oysa basittir her şey, şu

Erdemli… Read More »

Hikaye…

Hikaye… Bir hikayeye yani ana neler sığar neler… An, bilinmezler denizi İçinde var olanlarıyla koca bir mucize ve bilinmeyen O, ana sığdırıldığı sanılanlar…. Gün gelir kısa bir yaşanmışlık Gün gelir anlamlı hayattan kesitler Bazen hep essiz denilen o anların sekansı Bazense yüzde falçata izi bırakan duygular… Oysa hepsini anlamlı kılan şey Zaman da değildir, duygular

Hikaye… Read More »

Beklenti…

Beklenti… Ne özel bir kelime, sahibi kadar essiz Ne tür manaları alıp koynuna, yattı geceleri Nice sevdaları sarmaladı, karşılıklı ve karşılıksız Ne yollar gözledi, gelmeyeceğini bildiği Kendinden vazgeçti de ondan vaz geçmedi… Bazen avuntunun kuyruğu oldu, uçurtma misali Bazen deliliğe vurdu, aldırmadan söylentilere Bazen sinirlendi, köprüden haraç alan Deli Dumrul gibi     Bazen de içine

Beklenti… Read More »

Yaratılmayı Bekleyen Düşler…

Yaratılmayı Bekleyen Düşler… Her düş saf, bir o kadar nadidedir Doğmak için düşmüşlerdi zihne. Al takke ver külah, zıtlıkların mükemmelliğinde Alıp günahları koynuna doğuyordu. Bazen de masumdular, samimi ve içten Gülüyorlardı doğan güneşle ufukta. Düşler, Önce bir dürtüydüler sora düş oldular En sonunda düşünceye dönüştüler. Zamanın döngüselliğinde devindiler Aradılar bulmak için düşün sahibini. Zaman bir

Yaratılmayı Bekleyen Düşler… Read More »

Işık ile karanlık maddenin ilişkisi…

Işık ile karanlık maddenin ilişkisi… Her şey mükemmel bir devinim içinde; Tam olması gerektiği gibi sahne alıyordu… İnsan denen varlık, akıl yürütmekte Anlam ve mana arayışında… Oysa, bir ikili vardı, her şeyin ötesinde; Var olmanın temelini oluşturan… Öyle bir temsildi ki, gözlerin önünde Lakin kimsenin gördüğü halde anlamlandıramadığı… Her şey mükemmel bir devinim içinde; Tam

Işık ile karanlık maddenin ilişkisi… Read More »

Hiç tükenmediler…

Hiç tükenmediler… Islak duygularım vardı, canlı ve kanlı Ömrüme ömür katıp, için için kendine uzun süre ekleten O kokuydu; kendini içine çektirip, yıllara meydan okuyan Mananın koluna girmiş, takılan… Şair şöyle demişti Duygusal geliş kolay, önemli olan yaşatmak Onu besleyip, büyütüp, canlı tutup konuşmak… Mesele, zamana meydan okumaktı Mesele onu içine çekip, hissetmekti en alasından

Hiç tükenmediler… Read More »

İhanet…

İhanet… Herkesin ağzında bu kelime, Sanki basit ve kolay bir söylem gibi Kimine göre kabul edilemez! Kimine göre uğranan adaletsizliğin, adalet karşılığı! Kimi kendi ile içindeki çocuğa ithaf eder, Kimi aynaya yansıyan silüetine! Bir de paylaştığı saf duygu “aşkın” hamuruna, su diye katan! *           *                 *             * İhanet kelimesinin kökü Arapçadan “İHANA” dan gelir, Anlamı

İhanet… Read More »

Yaratıma Susamak Böyle Bir Şey…

Yaratıma Susamak böyle bir şey… Özleniyor, Evet ya özleniyor, Hani sabahlara kadar konuştuğumuz, manayı yoğurduğumuz, sohbetler Hani uykunun bile uğramadığı o zifiri gölgeler Felsefi manaların kovalamaca oynadığı, göz kapaklarımız Flört eden kaçamak kelimeler, aceleci tavırlar… Özledim, Evet ya özledim, Hani iki saat uykunun geceye bedel oluşu İlk ışıkların pencere aralığından geçip yüze vurması, Ve ısıtması

Yaratıma Susamak Böyle Bir Şey… Read More »

Anın Anatomisi…

Anın Anatomisi… Arkasını henüz kimsenin dolduranın olmadığı koca mana AN, Kimileriniz adına KADER dersiniz, Kiminiz ise doğanın KANUNU, Kiminiz de zamanın olasılıkları, der durursunuz, Oysa her GERÇEK ve SIR gibi, AN ’ında bir ANOTOMİSİ var…          *          *            *         * An, geçmiş ve geleceğin yani Olmuş ve olacakların ve hatta Var edilmiş ve edileceklerin, Üreyen

Anın Anatomisi… Read More »

Şeffaf Yanılgı…

Şeffaf Yanılgı… Yaşamak kimine göre essiz Kimine göre içine doğduğu acımasız bir muamma Oysa hepsinin devinimi essiz ve mutlak bir tamamlayacağı son… Gün geçmiyor ki, Duygular ve hatta hissiyatlar anlamını yitirmesin Yeni “ÖZGÜRLÜK” dedikleri mecazi haller oluşup deforme olmasın… Aslında değişen onlar olurken; Yer, zaman ve mekân da değişiyor. Her şey bir bütünün kuralınca deviniyor…

Şeffaf Yanılgı… Read More »

Yaratımın Şifresi…

Yaratımın Şifresi. Hiçlikten bir varoluş oluşmaz Hiçlikten varlıkta üremez Bir neden, sebep ve sonuç ilişkisi de oluşmaz… Yaratım bir düş-ün oluş halidir Essiz, gizemli, kanlı ve canlı Anın O, yüceliğini anlatan hamuru ve manasıdır… Yaratım ha deyince düşmez, zihne Düşse de her düş doğmaz, dönüşmez düşünceye Bir doğum sancısı ve süreci vardır… Yaratım tektir, eşi

Yaratımın Şifresi… Read More »

Scroll to Top