İdrak… Her şey bir tekâmülün parçası Ya döngünün içindesindir ve varsındır Ya dışındasındır ki; o an Adın okunmaz, varlığın sorgulanmaz… İdrak öyle bir makam, mevki hatta andır ki Artık hiçbir şey bir saniye öncesi gibi olamaz… Gerçek nedir ki? Gerçeklik nedir ki? Hatta gerçekleşen neydi ki? Koca manalar, derin derin anlamlar ve ufuklar dersin… İdrak […]
Her Şey Evrimleşir… Koynuma aldığım tutkular Uykumda beni ışıtan, o aşk Uyandığımda beni benden alan hayali kokun Her şey günde kalan zamanın esiri… Bugüne dair ne varsa bizden Bizden derken ki paylaşımın, o muhteşem sihri Yanıyor şimdi… Ateş yanar Küller karışır havanın devinimine Sonra nihayetinde teslim olur aslına Toprak anadır, sarar sarmalar her şeyi… Bugüne
Her Şey Evrimleşir… Read More »
Heyecan… Yaşam için tetikleyici unsurdur derler Oysa aynı şeyi zamanda söyler Hatta ruh diye tabir ettiğimiz duygularımız da öyle… İhtiyaç duyduğu hormon Adrenalin İlaveten Serotonin ve Dopamin ister İstemekle kalmaz depolar… Varoluşun ana temelini oluşturur Hücreleri sürekli canlı tutar ve onarır Bir anlama geleceğin mimarıdır… Heyecansız bir hayat Anlamsız eyleme benzer Tuzsuz yemek Şekersiz tatlı
Celladına âşık olmuşsa bir millet… Anlayamadığım şey seçim bir tercihtir Yargılanamaz. Kazananı ve kaybedeni olsa da, sonunda Hükümet oluşur yönetir. Yıllar geçer onunda hakkı lığını Günyüzü gösterir. Hep derim! Celladına âşık olmuşsa bir millet Gerisi teferruattır. En acı ve tatlıyı hissedecek Dibine kadar örselenecek Dibini gördükten sonra kendine gelecektir. Tarih tekerrürden ibaret Öğretir Öğretmekle kalmaz
Celladına âşık olmuşsa bir millet… Read More »
Milliyetçilik… Milliyetçiymiş canım benim Kime göre? Neye göre? Bu benim idealist görüşüm Bu bizim varlık sebebimiz Bu bizim ülkesel yasa ve kanunlarımız derler. …… Derler de derler Sorsan Milliyetçilik ne? Bilmez Desen ki Milliyetcilik ne? Onu da bilmez Konuşur aşağı yukarı Onu bunu ifade eder …… Derler de derler Milliyetcilik ile ulusalcılığı karıştırır Milliyetcilik ile
Felsefe… Herkesçe bilinen, fakat O kelimenin arkasında duran, o mana Herkesçe bir bakış acısının izlerini gizler Saklar, bazense gün yüzü görür en alasından… Felsefe Her canlının dünyayı beş duyusu ile algıladığı gibi Her canlının algıladığını yorumlaması Yorumladığına biçim vermek için, kendince MAYDEMİRCE adlandırdığı o koca gizemdir… Felsefe tek kişiliktir, essizdir Sebepsizce içgüdüsel bir eylem Üçüncü
Karma Devinim… Var olmak uzun hikâye Doğmak gerekiyordu ağlamak için Ya sonra nefes almak Yaşamak için duyguları kullanmak Daha sonra kocaman manalar Koca hayatlar Kocaman sözler arşa varan… Ve nihayet ölmek gerekiyordu Yeniden DOĞMAK için… Mehmet AYDEMİR 28.03.2023 Saat: 11:11
Akıl Almıyor… Ne tür bir üstün akıl, bir şey yokken kendi ayağını keser Nasıl bir mantalite göz göre göre cana kıyar Hiçbir din İnsan canından üstün değildir… Deprem olmuş, can yitmiş, toprak yine kabul etmiş Mal canın yongası hiç olmuş, insan sığınmış doğal afete İş kalmış dua etmeye, onu da bağlamışsın KADER’E… Kader oysa doğum
Acının Yeni Adı YÜZSÜZLÜK… Bir gün deseler ki ihmal acıtır, İNANMAZDIM Bir gün deseler ki gözyaşı İHMALDEN diner, SUSARSIN Sığınılan tek şey YALNIZLIK iken, şimdi oldu YETİŞ… Devlet ANA’DIR Devlet BABA’DIR derler Şimdilerde; derler de nerede denilir hale geldik… Bir düşünki düşmanım dediğin gelir, el verir bin kilometreden Düşün ki bilinen en doğru manalar yitirildi,
Acının Yeni Adı YÜZSÜZLÜK… Read More »
İhmalin Yüzü İhanete Çalar… Eşit davranmak devletin işidir, her yurttaşına Şan şöhret yönetenden geri kalandır İyilik karşılıksız kullar arasında olur Teslimiyet kul ile tanrı arasındadır Lütuf tanrını takdiri İhmal ise kul işidir Kader tanrı yazgısıysa; insanın insana yaptığı çalar ihanete… Hak edilendir, verdiğinden Adalet ise paylaşımdır var edildiğinden Kişinin eşit olduğundan; bu dünyada… Uzak bakışlar
İhmalin Yüzü İhanete Çalar… Read More »
Göreceli Kavramlar… Ne garip bir dünya; ne dibi belli ne üstü Neden diyeceksin şimdi Nedeni mi var. Altından bakarsın üstü görünür Üstünden bakarsın altı… Kelimeler havada uçuşuyor Manaları oluşturan onlar iken Şimdilerde manası hariç her şeyi ifade eder olmuşlar Eskiden belli başlı kelimeler vardı “mecazi anlam ifade eden” Ya şimdi normal manayı ifade eden kelime
Göreceli Kavramlar… Read More »
Anadolu’nun İki Yüzü… Canım Anadolu ağlıyor, gözyaşları olmadan Sahibesi karanlıkta bir fer İçin için sessizliğin koynuna yayılır. Yüzyılların yükümü desen, değil Kayıplar, kurbanlar ve hatta cinayetler Hepsi geçmiş sıraya birer yağlı irmek. İki yüzü vardır Anadolu’nun, dışa dönük bakan Biri batıya, diğeri doğuya Toprak çeker; din, dil, ırk ve mezhep tanımaz Koynuna alır özlem siz
Anadolu’nun İki Yüzü… Read More »
Hiç bir şey ÖTELENMEMELİ… Geç kaldığın AN diye bir şey yok… Ya yaşamak istenmemiş, Ya hissedilmek istenmemiş, Ya haz almak istenmemiş, Miş te miş, Yaşa, Hisset, Haz al, Kim sana engel, Kim ala-koyabilir seni yolundan, Dört duvar koydular yüreği, Düşledi sevgisini 40 yıl, ŞİMDİ dediğinde geç kalırsın.. ANI yaşa, Düşle… M. Aydemir Oruç Aruoba demişti.
Hiç bir şey ÖTELENMEMELİ… Read More »
Kadın Olmak… Bu koca Dünya’da KADIN OLMAK Zor iş, neden mi? Hem doğuran Hemde doğurduğuna yıllarca gözünün nuru gibi bakandır. Dayanamaz yarattığının acı hissettiğinde, canı acır Can verir, hiç gözünü kırpmadan Atılamaz denen maceralara atılır sevdiği için Gün gelir, yarattığının acısı için siper olur. KADIN OLMAK zor iş, Neden mi? Düşünki hep verici olacaksın Erkeğe,
Yartıcılık II… Duygular bizimdir derler Duygular düşün yansımasından ortaya çıkan derler Oysa Sizin değildirler. Duygular değişmez, sen değişirsin… Bilinçimiz var olan ve bahsedilmiş olanları hisseder Her duyu daha evvel adlandırılmış ve hissedilmiştir, Oysa essiz olan sensin, O düş ve duyguları üreten, bilinçimiz ışığı… İnsan acılardanda mutlu olabilir Başkasına göre mutluluk senin için bir acıdır İnsan
Yartıcılık… Her varlık kendi yaşam dünyasında Düş ve düşüncelerine koca anlamlar yükler Yüklemekle yetinmez, dahasını ister Her varlık bir gizem taşır… Yaratıcılık bir adım berisi oysa Ne düşleyeceğini Ne düşlediğinden ortaya çıkacak olanı Düşünceye dönüşünce üreteceğini Ve…. Daha fazlasını… Yaratıcılık bir adım berisi oysa İki parmak şıplatmakla değil Oluş hiç değil, Sevmektir. Sevmek derken kaybetmek
İsyanlarda… Öfkelenmişim yine bir gece yarısı Uyanmışım birden o eşsiz rüyadan Soluk soluğa kan ter içinde bulmuşum kendimi Yanımdaymışsın gibi hissetmişim, birden * * Yıllar söndürememiş içimdeki derin hasreti Okyanusların enginliğinde boğulmuşum Hayal etmişim seninle geçen günleri; yanımdaymışsın gibi İsyanlardayım yine bir gece yarısı * * Şimdi ise oturuyorum güzel ve sakin bir
Dokunuyor… Kimse bilmez, kendinin dışındaki birinin derdini Kendininki ağırdır. Acı oysa göreceli bir kavram Kime göre neye göre Ahlaki mi? Yoksa eylemsel mi? Birde içsel acılar var, aşk ve vicdan gibi Herkes farklı yaşar, Farklı değiştiğinden mi? Yoksa farklı değerlerden midir bilinmez! “Bildiğim tek şey, bilmediğim” demiş usta Yaşam göreceli; Nefes almakta yaşamak Bir lokmayı
İçimdeki Tanrı… Düş, yaşamın kocaman bir hiçlik havuzu İçindekiler; Alabildiğine essiz ve bir o kadar kudretli Olabilecekler benim algımın ihtimalleri ile sınırlı Algılayıp yapabileceklerim kadar Farkına varıp uygulayacaklarım kadar Kadar derken bile; manasal olarak, her ana verdiğim deger kadar… Düşüncelerim, yaşamın sahneleri İster sahne tanımı de, ister devinim veya eylem Hepsi benim; Her ana verdiğim
Deva… Zor iştir deva olmak Neden mi? Önce derdini bilmek gerek Sonra o olmak, onun yüreğinden anlamak Empati kolay bir tabir; Lakin, Bilmezler, anlamazlar ve anlayamazlar Neden mi? Önce yaşamak gerek Güneş olmak, ışık tutmak Onunla bir gün geçirmek gerek Acısını, zorluğunu ve katlandığını hissetmek… Lakin, Bazen bir an Bazen dakikalar Bazen gün daralır… Dar
Arayış… İsyanlarım var haykırmaya kıyamadığım İsyanlarım var henüz güneş yüzü görmemiş İsyanlarım var bana benden uzak… İnsan düşünün esiridir derler İnsan düşünün delisi olur derler İnsanlar derde der… Oysa ne kadar basit bir meseledir düşlemek Düşlemek; kime göre neye göre basit Basit kavramının manasal degeri….? Kimi bir düşe sığdırır hayatı Kimi düşlediği hayatın peşinde firari
Düşleyenime… İçimdeki çocuk bir serzenişte, gizlice kurgulamakta bir şeyleri Hani derler ya alabildiğine özgür… İçimdeki çocuk haylaş, yetinmiyor az sevgiyle Hep daha fazlasını isterim çabasında… İçimdeki çocuk asi ve katlanamıyor, tutsaklık kelimesine Fena gider yapıyor, kısıtlama ve engellere Bir o kadarda geri kafalı, önüne sınır çizildiğinde… İçimdeki çocuğun hayalleri varmış Öyle böyle değil elli yıl
Zaman bir busedir… Bazen vedalar, yeni bir heyecana açılan kapıdır Bilmezsin getiri ile götürüsünü Anlık bir boşluk yaşar insan, buruk bir korku Senaryonun tetikliyici olaydır aslında… Bazen kavuşmalar, yeni bir doyuma gider kapıdır Neler üretecek veya götürecek senden Hani gözlerde düşecek veya yanakta bir gamze oluşturacak İçindeki çocuğun dışa vuran yüzü… Bazen ise ince uzun
Zaman Bir Busedir… Read More »
Değişme… Her şey değişiyor Sen değişiyorsun Dünya değişiyor Doğru bildiklerim ve düşlediklerim… Değişmeyen tek şey sevgim Hala aynı yerde, aynı yoğunlukta O ilk bakışın arzusundaki güçte Benliğimin derinliklerinde bir his değişmeye karşı direniyor… Her şey değişir diyorlar İnsan değişir, duygular ve hisler farklılaşır diyorlar Paylaşımlar değişir, arkadaşlık ve dostluklar Evet, değişim kaçınılmaz bir kelebek etkisi…
Boş Fıtratlar… Fıtrattan bahsediyorlar, bildiklerinden mi? bilmiyorum İlla bir eşleştirme çabası sürüyor Gerçek oysa Oracıkta duruyor, dokunmak yürek ister Engel koymak ve yok saymak işin en kolayı Nihayetinde Tanrı biliyor… kul bilmesede… Gülmek veya güldürmek Üzüldüğün halde içten gizlici ağlamak Lal olmuş içinde gözden içe akan damlalar Ta uzaklarda… hikayenin içinde senin siluetin El verse